Etiket arşivi Antioksidan besinler

Kadın ve Erkek İnfertilitesinde Antioksidanların Önemi

İnfertilite1 yıl boyunca, haftada en az 3 kez cinsel ilişkiye rağmen gebe kalınamaması durumudur.  Tüm toplumda infertilite oranı %15’ler civarındadır. Günümüzde bilimsel araştırmaların önemli bir konusu olan ve birçok patofizyoloik süreci olumsuz etkileme potansiyeli olan Oksidatif stres’in insanda, fertiliteyi de olumsuz yönde etkilediği bilinmektedir. İnsan vücudunda Oksidan ve antioksidan sistemlerin oksidan sistem lehine bozulması,oksidatif stres  olarak tanımlanan ve kadınlarda infertilite etyopatogenezinde de rol oynayan bir takım patolojik süreçleri stimule eder. Öyle ki Endometriozis, endometrioma, Unexplained infertilite, Polikistik over sendromu (PCOS) gibi hadiselerin etyopatogenezinde oksidatif stresin varlığı kanıtlanmıştır. Bu nedenle doğada mevcut olan veya sentetik üretilen bir çok antioksidan maddenin oral olarak kullanımı, infertilite başarısı, tüp bebek şarısı, gebe kalmayı kolaylaştırma, erkeklerde sperm parametrelerinin (sayı, hareketlilik, morfolojisi), ereksiyonun, cinsel hayatın iyileştirilmesinde kullanılması mantıklı bir hipotezdir. Günümüzde Myo-İnositol (200mg)’ün Oligomenore, ve PCOS’da over fonksiyonlarını iyileştirmede başarılı bulunmuştur (1). Vitamin E ve L-arjinin ile ince endometriumu olan kadınlarda kalınlığın arttığı ve akımın arttığı bildirilmiştir (2). Koenzim Q10 ile mitokondrial fonksiyon iyileşerek over fonksiyonları iyileşir, yaşlanması gecikir ve oositlerdeki anoploidi oranları azalır (3). İnsan vücudu; Bir çok iç ve dış etkenler ile nonstabil ve yüksek reaktivite gösteren  ve serbest radikal olarak adlandırılan moleküller üretir (Hidrojen peroksit gibi). Bu maddelerin serbest miktarları artarsa hem proteinlerde hem de DNA-RNA yapı taşı olan nükleik asitlerde bunlara sekonder hasarlar ortaya çıkar. Tabi insan vücudu da iç kaynaklı olarak bu mekanizma ve hasarlarla savaşmak adına birtakım Antioksidan maddeler sentezler (Glutatyon, peroksidazlı formu (Bu yolağın çalışması eser bir element olan selenyuma ihtiyaç duyar), taurin gibi). Reaktif oksijen molekülleri’nin Kadın Üreme sisteminde; -Ovulasyon, ovum kalitesi – Foliküllerin oluşumu, gelişimi, maturasyonu, – Korpus Luteumun çözünmesi -Döllenme ve yaşlanma ile bu yeteneğin azalması (mitokondrial DNA hasarı ile) -Kaliteli embriyo gelişimi gibi fizyolojik süreçlere doğrudan etkisi vardır. Tüm bu nedenlerle günümüzde  antioksidan olarak melatonin (döllenmiş embriyo sayısını arttırır), Selenyum, Astaksantin (C vitamininden 6000 kat güçlü bir antioksidan, antienflamatuar) (4), C vitamini, E vitamin, yeşil çay katesinleri, Resveratrol gibi antioksidan etkili maddelerin hem erkek hem de kadına oral yoldan verilmesi, kısırlık, anti-aging etkiler, kanser gelişiminin önlenmesi, kalp-damar sağlığı ve kalp krizinin önlenmesi, Radyoterapi-kemoterapiye bağlı hücre hasarlarının önlenmesi, mental fonksiyonların korunması, cildin UV ışınlarının zararlı etkilerinden korunması, göz ve görme sisteminin desteklenmesi gibi olumlu etkilere neden olabilir. Bu amaçla birçok ilaç firması tarafından, farklı doz ve maddeler ile oluşturulan antioksidan madde kombinasyonları (Vitamin – mineral desteği) ile antioksidan içeriği fazla olan meyve özlerinden oluşan gıda takviyeleri piyasaya sürülmüştür.  Bunlar doğadan tatlı sualglerinden (Haemotococcus Pluvialis gibi), istakoz, somon, krillden vs elde edilebilir. Bu preparatlarda kullanılan maddeler genellikle şunlardır. -Tiamin (Vitamin B1) :5-50 mg -Ribolavin (Vitamin B2): 5mg -Niasinamid (Vitamin B3): 10-20 mg -Pridoksin (Vitamin B6): 3 – 10mg -Folik asit (Vitamin B9):  400-800 μg -Kobolamin (Vitamin B12): 3-50 μg -Biotin (Vitamin B7): 300 μg -İnositol (Vitamin B8): 2,5 mg -Kolekalsiferol (Vitamin D3): 500-1000IU & 10 μg -Vitamin E: 50-400 IU  & 110-120 mg -Çinko : 10-40 mg -Magnezyum : 100 mg -Selenyum : 20-100 μg -Beta glucan : 25 mg -Koenzim Q10: 15-200 mg -L-Arjinin: 250 mg -Myo-İnositol: 500 mg -Vitamin C: 75-180 mg -Astaksantin : 1-4 mg -Zeaksantin: 0,20 mg -Beta Karoten: 5 mg -A vitamini: 300 μg -L-Karnitin fumarate : 440-3450 mg -Asetil L-karnitin HCL: 1000mg -Sitrik asit: 100 mg -Glutatyon: 80 mg Kaynaklar: 1- Effects of inositol on ovarianfunction and metabolic factors in women with PCOS: a randomized double blindplacebo-controlled trial.Gerli S, Mignosa M, Di Renzo GC. EurRev Med Pharmacol Sci. 2003 Nov-Dec;7(6):151-9. 2- Endometrial growth and uterine bloodflow: a pilot study for improving endometrial thickness in the patients with athin endometrium.Takasaki A, Tamura H,Miwa I, Taketani T, Shimamura K, Sugino N. Fertil Steril. 2010 Apr;93(6):1851-8. doi:10.1016/j.fertnstert.2008.12.062. Epub 2009 Feb 6. 3-Mitochondrial dysunction and ovarian aging. Wang T, Int J Reprod Immunol 2017:77e12651. 4- Astaxanthin: sources, extraction, stability, biological activities andits commercial applications–a review. Ambati RR, Phang SM, Ravi S, Aswathanarayana RG.  Mar Drugs. 2014 Jan 7;12(1):128-52.

Doç. Dr. İlker GÜNYELİ

Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi

Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

Kış Ayının Gözdesi; Ispanak

Ispanak, ‘amaranthaceae’ ailesine ait bir koyu yeşil yapraklı bir sebzedir.Orta ve Güneybatı Asya kökenli olan ıspanak, ortalama bir metreye kadar uzayabilmektedir. Biraz acı tadı olmasına rağmen sağlık açısından faydaları ve besleyici özelliğinden dolayı dünya mutfaklarına salata ve çorbalarda çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Ispanağın mutfaklarda kullanılmasının dışında yaprakları çeşitli amaçlar için kullanılmaktadır. Ispanağı tüm yıl boyunca bulmak mümkündür ama daha çok mart ve mayıs aylarında tüketmek mümkündür. Ispanak, kış sezonun bitimine doğru çıktığı için bu dönem taze olarak tüketmek daha faydalıdır. Ispanak, vitaminler açısından inanılmaz zengindir. Bu yüzden hem alternatif tıp, hem de modern tıp tarafından hastalıkların tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Protein açısından zengin sayılan ıspanak, doymamış yağları da bol miktarda içermektedir. Aynı şekilde bol miktarda lif içerir. Niasin, Pantotenik, Piridoksin , Riboflavin, Tiamin, A vitamini, C vitamini, E vitamini, K vitaminleri içermektedir. Özellikle A vitamini açısından inanılmaz zengindir. Bunun dışında bol miktarda potasyum, sodyum, kalsiyum,bakır, demir, magnezyum, manganez, çinko Karoten-ß ve Luteinize ksantin içermektedir.Aynı şekilde Karoten-ß açısından da inanılmaz derecede zengin olan nadide besin kaynaklarındandır. Ispanağın Sağlığa Faydaları Ispanak, içerdiği bol miktardaki vitamin, bileşen ve mineraller sayesinde çok eski çağlardan itibaren alternatif tıp alanında hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Kilo vermeyi kolaylaştıran ıspanak, genel anlamda sindirim sistemi için faydalıdır. İçerdiği bol miktardaki A vitamini, birçok hastalığa şifa kaynağı olurken özellikle görme yeteneğinin gelişmesine ve göz sağlığına ciddi anlamda katkıda bulunur. Kemik sağlığının korumasından kan hücrelerinin sağlığına kadar çok geniş bir alanda hizmet eder. Ispanağın Anti Kanser Özelliği: Ispanak,anti-kanser özelliğe sahip olan flavonoidler açısından da oldukça zengindir.Günümüzde yapılan araştırmalar, ıspanağın mide ve cilt kanserine neden olan hücrelerini ortadan kalkmasına yardımcı olduğunu ortaya koymuştur. Ispanak ayrıca agresif prostat kanserine karşı etkili olduğu kanıtlanmıştır. Ispanak Göz Sağlığını Korur: Ispanağın içerdiği antioksidanlar, katarakt ve yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan makula dejenerasyonuna karşı etkili olduğu ispatlanmıştır. Ispanağın bol miktarda içerdiği ksantin, ışık filtreleme işlevlerini sağlar ve gözlerdeki düzeneğin korunmasına yardımcı olur. Ispanak ayrıca sağlıklı mukus zarlarını ve normal görme için gerekli olan A vitamini içerir. Kemik Sağlığını Korur: Ispanak kemik sağlığını korumak için hayati önem taşımaktadır. K vitamini bakımında nzengindir. Haşlanmış ıspanak bir fincan düşürür ve osteoklast aktivasyonunu üzerinde kontrol K vitamini BKİ 1000 yaklaşık% sağlamaktadır. Bunlar kısa bir süre içinde kemik yapısını yıkmayı yardımcı hücrelerdir. K vitamini, aynı zamanda osteokalsin sentezini, kemik mukavemeti ve yoğunluğu muhafaza edilmesi için gerekli olan proteini de teşvik eder. Böylece osteoporozun oluşumunu önlemek, kalsiyum için uygun bir yedek verir ıspanak süt ürünleri için iyi bir alternatiftir. Ispanak Hipertansiyon Düşürür: Hipertansiyon veya yüksek kan basıncı, böbrek hastalığı, kalp hastalıkları ve inme gibi hastalıkların ortaya çıkmasına neden olur. Düzenli olarak ıspanak tüketmek, hem sinirlerin gevşemesini sağlar hem de hipertansiyonun sağlıklı seviyede tutulmasına yardımcı olur. Rahatlatıcı Özelliği Vardır: Ispanak,sinir sistemi üzerinde etkili olan besinlerdendir. Ispanağın düzenli olarak tüketilmesi durumunda stresten uzak tutar, genel anlamda ise rahatlama sağlar. Ispanağın akşam tüketilmesi durumunda derin bir uyku çekmeye yardımcı olabilir. İçerdiği çinko, demir Ispanağın akşam tüketilmesi durumunda derin bir uyku çekmeye yardımcı olabilir. İçerdiği çinko, demir ve magnezyum kaybolan enerjinin yeniden yerine gelmesini sağlar. Kaliteli bir uyku çekmenizi sağlayacak olan ıspanak böylece vücudun yorgunluğunu alarak rahatlama sağlar. Sindirim Sistemi ve Mideye Faydalıdır: Ispanak tüketimi genel anlamda sindirim sistemi sağlığını ve özellikle de mide sağlığını destekler. İçerdiği beta karoten ve C vitamini,serbest radikallerin zarar verdiği kolon hücrelerini korumaya yardımcı olur.Bunun yanından ıspanağın bol miktarda içerdiği folat, DNA hücrelerini korumaya yardımcı olur. Ispanak aynı zamanda kolon hücrelerinin mutasyona  uğramasına izin vermez. Beyin Sağlığını Korur: Yaşlılık döneminde vücudun direncinin azalması ile birlikte birçok hastalık ortaya çıkmaya başlar. Bunlardan en yaygın olanı ise beyin ve zihinle alakalı sorunlardır. Düzenli olarak ıspanak tüketmek, beynin ve zihnin sürekli genç ve aktif kalmasını sağlar. Ispanak sinir sisteminde hormon üretimi modülünü destekleyen folat, K ve C vitaminlerini içermektedir. K vitamini sfingolipidlerin sentezini kolaylaştırarak sağlıklı sinir sistemi ve beyin fonksiyonlarını destekler. Beyin sağlığı için gerekli olan yağ ve asit oranlarını dengeleyerek beyin sağlığına inanılmaz katkıda bulunur. Böylece, ıspanak davranışsal ve bilişsel sorunların düzeltmesi için ciddi anlamda fayda sağlar. Ateroskleroz ve Kalp Krizine Faydaları: Aşırı yağ biriktirme ateroskleroz sonuçlana, kişinin arter duvarının kalınlaşmasına neden olabilir. Alter duvarının kalınlaşması veya sertleşmesi, kalp krizine neden olur. Damar tıkanıklıklarını engelleyen ve alter duvarlarının kalınlaşmasına izin vermeyen lutein bakımından oldukça zengin olan ıspanak,böylece kalp krizi geçirme riskini ciddi anlamda düşürebilir. Bunun dışında çok yüksek kalitede nitrit içeren ıspanak, kalp hastalıkları tedavisi ve kalp krizinin oluşmasına neden olan yüksek yağ birikimi sorununu ortadan kaldırmaya yardımcı olur. Ispanak Kan Basıncı Düşürür: Ispanağın bol miktarda içerdiği peptitler, kan basıncının düşmesini sağlar. Bu durum dolaylı olarak damar ve kalp sağlığının korunmasına da yardımcı olmaktadır. Ispanağın Anti İnflamatuar Özellikleri: Ispanak neoxanthin ve violaxanthin, enflamasyon düzenleyen iki anti inflamatuar epoxyxanthophylls içerir. Bu nedenle, artrit, osteoporoz, migren, baş ağrısı ve astım gibi iltihabik hastalıkların önlenmesinde faydalıdır. Dolayısı ile solunum yolları başta olmak üzere sadece bu özelliği birle birçok açıdan sağlık için inanılmaz katkılar sağlar. Ispanak Bağışıklık Sistemini Güçlendirir: A vitaminini fazla içeren ıspanak, bu özelliği sayesinde mukoza zarlarının korumasını sağlar. Bunun dışında solunum yolunu koruyan ıspanak,enfeksiyon hastalıkları ile de ciddi anlamda mücadele eder. Ayrıca sindirim sistemi organları ve özellikle bağırsak sağlığını koruması bağışıklık sisteminin hastalıklarla mukavemetine katkı sağlamaktadır. Günlük bir fincan ıspanak tüketimi, bünyenin ihtiyaç duyduğu miktarın büyük bir bölümünü karşılar. Ispanak Anemiyi Önler: Bünyede demir eksikliğinin oluşması, başta anemi olmak üzere birçok hastalığın oluşmasına neden olur. Fakat ıspanak demir açısından inanılmaz derecede zengindir. Ispanağın içerdiği mineraller, kadınlar için doğum sonrasındaki dönemde, çocuklar içinse gelişme döneminde hayati önem taşımaktadır. Vücudun tüm hücrelerine oksijen taşıyan hemoglobinin bir bileşeni olarak demir,hücrelere enerji sağlamak için çok gereklidir. Bazı sağlık uzmanları ıspanağın içerdiği besinlerin çoğunun kırımız etten daha kaliteli olduğunu savunmaktadırlar. Ispanağın Cilt Sağlığına Faydaları: Cilt ve deri vücudun tümünü kaplayan en büyük ve en hassas organıdır. Sağlıklı parlayan bir cildimizin olması aynı zamanda bizim ruhsal sağlığımıza da ciddi anlamda etki yapmaktadır. Yani cilt sağlığı ihmal edilecek bir konu değildir. Cilt sağlığımızı koruyabilmemiz için bazı temel besinlere ihtiyacımız vardır ve ıspanak bu noktada harika bir alternatiftir. Ispanak A vitamini, C vitamini, E vitamini ve K vitamini gibi hayati mineraller ile doludur. Bu yüzden ıspanak cilt sağlığında önemli bir rol oynar. Bunun dışında ıspanak genel cilt sağlığının korunmasına ciddi anlamda katkıda bulunur. Cildin genç kalmasını sağlar, kırışıklıkları engelleyebilir, cilt hücrelerinin ihtiyaç duyduğu temel besinleri sağlar, cildi nemlendirerek yumuşak kalmasına yardımcı olur. Sağlıklı cilt için ıspanak tüketimi yapabileceğiniz en akıllıca tercih olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ispanak Saç Sağlığını Korur: Ispanağın içerdiği bol miktardaki kaliteli mineral, vitamin ve bileşenler aynı zamanda saç sağlığı açısından da çok önemlidir. Ispanağın içerdiği demir, bakır,kalsiyum gibi mineral ve vitaminler, kan hücrelerini güçlendirir ve vücudun oksijen almasını sağlar. Bu da saç sağlığı için önemlidir. Sağlıklı bir şekilde oksijen almayan vücudun parçaları büyük hasar görebilir. Ispanak buna engel olur ve birçok organda olduğu gibi saç sağlığının korunmasına da fayda sağlar.Aynı zamanda demir eksikliğinin diğer bir neden olduğu hastalık da saç dökülmesidir. Ispanak, başta demir olmak üzere içerdiği birçok mineraller saç dökülmesini engeller.Bunun dışında ıspanak genel anlamda saç sağlığının korunması için gerekli birçok vitamin ve minerali sağlayarak, saçların sağlıklı büyümesini sağlayabilir. Ayrıca saç köklerine uygulanan ıspanak suyu, saç derisinin sağlığını korur. Ispanak, kimyasallar içeren şampuanların verdiği zararı giderir. Ispanak Suyunun Faydaları Ispanak, pancar ve lahana ile aynı aileye aittir ama tadı biraz daha acı olduğu için genelde diğer besinlerle tüketilir. Ispanak suyu ise ıspanağın kaynatılmasıyla elde edilir. Ham ıspanak veya ıspanak suyu karoten, amino asit, demir, iyot, potasyum ve magnezyum ile birlikte A, C, K, E ve B vitaminleri ile doludur. Ispanakta bulunan mineraller,doğada alkalin ve vücudunuzdaki pH seviyesini dengelemek yardımcı olur. İçerdiği yüksek değerdeki vitamin ve mineraller yardımıyla ıspanak suyu sağlık açısından inanılmaz faydalar sağlar. Ispanak suyunun faydaları şu şekilde sıralanabilir: Ispanak suyu, kan hücrelerinin sağlığını korumaya yardımcı olan besinler açısından çok zengindir. Bu özelliğinden dolayı hem kan sağlığını korumaya yardımcı olur hem de anemi hastalığına yakalanma riskini azaltır. Ispanak suyu, sindirim sistemine çok faydalıdır. Bağırsakların temizlenmesine ve hareketlenmesine yardımcı olur. İçerdiği vitaminler mineraller ve yüksek değerdeki lifler başta kolon kanseri olmak üzere sindirim sistemini tehdit eden kanser çeşitlerine yakalanma riskini azaltır. Ispanak suyu, diş eti kanamaları için anlık sonuç veren besin kaynaklarından bir tanesidir. Ispanak suyunun bol miktarda A vitamini içermesi,katarakt başta olmak üzere gece körlüğü gibi görme sorunlarına yakalanma riskini azaltır. Ispanak genel anlamda göz sağlığını korur.Ispanak suyu yüksek kan basıncı ile mücadele etmeye yardımcı olur. Sinir sistemi üzerinde çok etkili olan ıspanak suyu, aynı zamanda kemik sağlığı için önemlidir. Kemik ve beyin sağlığının korunması için hem çocukların hem de yetişkinlerin düzenli olarak tüketmeleri önerilir.Ispanak suyu saç ve cilt sağlığını korumaya yardımcı olur.Ispanak suyunun içerdiği bileşenler, genel anlamda sağlığımızı korumaya yardımcı olur ve vücutta bulunan vitamin veya mineral eksikliklerinin giderilmesine ciddi anlamda katkıda bulunur.

Sofraların Asil Sebzesi; Brokoli

Lahanagiller familyasının bir üyesi olan brokoli İtalya il ebirlikte anılan ve o bölge ile özdeşleşmiş bir sebzedir. Brokolinin dünyaya yayılması ve tanınması 1900’lü yıllarda olmuştur. Günümüze gelindiğinde brokoli her ne kadar en popüler sebzeler listesinde kendisine yer bulamasa da en faydalı sebzeler listesinde üst sıralarda yer almaktadır. Yapılan araştırmalarda borkolinin havuçtan çok daha fazla karoten içerdiği görülmüştür.Hem suyu hem de kendisi tüketilebilecek en iyi sebzelerden olduğu kabul edilmektedir. Brokoli salatası ya da yemeği yapılarak tüketilebileceği gibi haşlanarak suyu da tüketilir. Kükürt, potasyum ve selenyum ile bol diyet lifive B1 ile C vitaminleri başta olmak üzere pek çok vitamin içermektedir. Brokolinin Sağlığa Faydaları Etkin bir kanser düşmanı: Brokoli mide, bağırsak ve yemek borusu kanser riskini büyük ölçüde azaltmaktadır.Akciğer kanserinde de etkili olduğu ve koruyucu özellik taşıdığı son yıllarda yapılan araştırmalar ile ortaya çıkarılmıştır. Brokoli Cilt Sağlığı korur: Brokolinin içerdiği A vitamini cildinizin hücre zarlarını korur ve ultraviyole radyasyon hasarını önler, böylece cildinizin sağlıklı tutar, bunun yanında, C ve E vitaminleri yardımıyla cilt hücreleri için gerekli olan enerjiyi sağlar. Brokoli, cilt ve deriyi korur: Cilt ve deride meydana gelen hasarı tamir etmek için gerekli olan glukorafaninin diye adlandırılan bir madde içerir. Böylece, brokoli yiyerek cildinizin daha hızlı yenilenmesini sağlayabilirsiniz. Cilde zarar veren serbest radikallerle savaşır ve neredeyse C vitamini içeren bütün besinler antioksidan özelliklere sahiptir. Serbest radikaller cilt sorunlarına neden olan ve cilt yaşlanmasının başlıca sorumlularıdır. Serbest radikalleri ortadan kaldıran C vitamini böylece kırışıklık ve pigmentasyonu azaltır, cilde sağlıklı bir görünüm kazandırır. Brokoli yemek bu bağlamda faydalıdır. Ayrıca,beta karoten, E vitamini ve cilde doğal bir parlaklık kazandıran B vitamini kompleksi içerir. Cilde olan bütün bu faydalarının dışında cildi UV zararlı ışınlarından korur. Zararlı güneş ışınlarının cilde doğrudan zarar vermesini engeller ve hasarlı hücrelerin iyileşmesine yardımcı olur. Güneş ışınlarından kaynaklanan radyasyonlardan cildi korur. Brokoli Cildi Kanserden Korur: Surekli alınan güneş yanıkları cilt kanseri riskini artırır. Daha önce belirtiğimiz gibi, brokoli UV ışınlarına karşı koruma sağladığı gibi bu ışınlardan kaynakanan kızarıklıkları giderir. Bu şekilde, önemli ölçüde cilt kanser riskini azaltır. Ayrıca C vitamini, beta-karoten, selenyum, bakır, çinko büyük ölçüde cilt bağışıklık sistemi artırabilir, brokoli gibi koyu yeşil sebzelerde bulunur fosfor gibi diğer vitaminler ve mineraller, çeşitli deri enfeksiyonlarından sizi korurlar. Brokolinin Saç Sağlığına Faydaları: Sağlıklı saç, saç köklerini beslemek üzere A, C,E, B5, B12 vitaminleri yanına, demir, niasin, çinko, kükürt, silis ve germanyumgibi maddelere ihtiyaç duyar. Brokoli gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler saçlar için mükemmel bir besin kaynağıdır. Brokoli saç büyümesini teşvik eden A ve C vitaminleri yanında ve kalsiyum da içerir. A ve C vitaminleri sebum üretimini, kalsiyum saç köklerini güçlendirir ve kafa derisi sağlığına da katkıda bulunur.Bunların yanında brokolinin içerdiği besinler saç köklerini güçlendirir ve saçların dökülmesini engelleyebilir. Düzenli olarak brokoli tüketimi, saç kırılmalarına engel olabilir. B6 ve B vitaminleri saç sağlığı dışında zihinsel sağlığı da korumaya yardımcı olur. Brokoli Kanseri Önleyebilir: Araştırmacılar brokolinin kanseri önleyebildiğini ortaya koymuşlardır. Brokoli, meme ve rahim kanserini önleme noktasında son derece etkili bir besin kaynağı olabilir. Kalp Sağlığı İçin Brokoli: Brkolinin kalp sağlığı için sağladığı faydalar da azımsanmayacak kadar fazladır. Bünyede kan basıncını düzenlemeye yardımcı olan besinler içerir. Kötü kolesterol seviyesini dengeler. Bunun dışında damar sağlığını koruyarak kalbin sağlıklı bir şekilde çalışmasına yardımcı olabilir. Brokoli Sinir Sistemi Sağlığını Korur: Sağlıklı bir sinir sitemi için potasyum önemli bir maddedir. Zengin miktarda potasyum içeren brokoli sinirlerin sağlığını korur. Brokoli Zayıflamayı Kolaylaştırır: Brokoli zengin miktarda lifler içermektedir ve bütün lif içeren besinler zayıflamaya yardımcı olmanın dışında sindirim sistemi sağlığına ciddi katkılarda bulunabilirler. Günlük olarak tüketilen çiğ brokoli vücudun gereksinim duyduğu bir çok maddeyi sağlayabilir. Lifler ayrıca kan şekeri seviyesini ayarlar. Göz Sağlığı İçin Brokoli: Gelen ışıkları emen retina, sağlıklı bir şekilde görevine devam edebilmesi için A vitaminine ihtiyaç duyar. Brokoli ise zengin miktarda A vitamini içerir. Brokoli ayrıca yaşlanmayla birlikte ortaya çıkan göz hastalıklarından korur. Brokoli Kan Basıncını Düzenler: Brokoli kan basıncını düzenleyen lif, magnezyum, kalsiyum, potasyum ve omega-3 yağ asitleri açısından zengindir. Buna ek olarak, brokoli, kan basıncını düşürerek kanın damarlara normal akışını sağlamaya yardımcı olur. Brokoli Kemik Sağlığını Korur: Çok etkili bir kalsiyum kaynağı olan brokoli bu özelliği sayesinde kemik sağlığını da korur. Gebelik sırasında veya sonrasında meydana çıkan kalsiyum eksikliğini giderir. Gebelik esnasında kalsiyum eksikliğinden kaynaklanan kemik hastalıklarıbı , halsizlik gibi durumları ortadan kaldırmak için brokoli tüketmek mümkündür. Brokoli Anemiyi Önleyebilir: Anemi demir eksikliğinden kaynaklanan bir hastalıktır. Bunun yanında aşırı derecede demir eksikiği aynı zamanda saç dökülmesine neden olur. Düzenli olarak brokoli tüketimi hem kansızlık hem de saç dökülmesini enleyebilir. Brokoli kansızlığı önlemeye yarayan, folik asit içerir. Brokoli Suyunun Faydaları: Düzenli olarak tüketilen brokoli vücudun gereksinim duyduğu A ve C vitaminlerinin yanında demir ve kalsiyum miktarını büyük ölçüde karşılayabilir. İçerdiği çok zengin vitamin, bileşen ve mineraller yardımıyla brokoli bir çok açıdan vücut sağlığını korumaktadır. Brokoli bir çok tehlikeli hastalıktan korunmayı sağladığı gibi, bazı hastalıklar içinde anlık sonuçlar sağlayabilir. Sağlık açısından brokolinin sağladığı faydalardan bazıları şunlardır;  Kanserden koruyabilir, kolon ve meme kanserine yakalanma riskini büyük ölçüde azalttığı söylenir. Brokoli suyu başta kanser olmak üzere bir çok hastalığının başlıca kaynağı olan serbest radikallere karşı vücudu korur ve serbest radikallerin kolay birş ekilde vücuttan atılmasını sağlar. İçerdiği zengin miktardaki lifler brokolinin sindirim sistemi sağlığına katkıda bulunmasını sağlar. Zengin miktarda kalsiyum içeren brokoli suyu kemik sağlığının korunmasına yardımcı olur. Çocuklar için sağlıklı bir iskelet yapısının oluşmasını sağlayabilir ve aynı zamanda, yetişkinlerin yaşlanma döneminde kemik hastalıklarına yakalanma riskini azaltır. Demir eksikliğinden kaynaklanan sağlık sorunlarını ortadan kaldırabilir. Cilt ve saç sağlığı için hayati önem taşıyan besinler ve mineraller içermektedir. Kış aylarında soğuk algınlığından dolayı meydana gelebilecek hastalıklarla savaşmak için bünyeyi güçlendirir. Brokoli suyun faydalarından maksimum derecede faydalanmak için evde hazırlamanızı öneririz. Brokoli suyunu brokolileri presleyerek elde edebilirsiniz. Presleyerek elde ettiğini suyu süzerek tüketebilirsiniz. Brokolinin Zararları: Brokoli düzenli ve aşırıya kaçılmadığı sürece sağlık açısından güvenli bir besin kaynağıdır. Aşırı tüketimden kaynaklanan bazı yan etkileri olabilir. İlaç kullanan hastalar için de makul miktarda tüketildiğinde her hangi bir zararı dokunmaz. Aşırı tüketildiğinde şişme v emidede ekşime hissine neden olabilir. İdrar yolu sorunları olanlar içi aşırı tüketim sorunu arttırabilir ve bu durum vücutta su kaybına neden olur.

Kıvırcık Sebze; Kale

Kale sebzesi, görüntü itibariyle lahanaya benzeyen fakat lahanadan farklı olarak kıvırcık yapraklara sahip oldukça faydalı bir bitkidir. Brokolinin tahtına oturabilecek kadar şifa kaynağı olan bu bitki dünyada çok iyi tanınmasına ve tüketilmesine rağmen ülkemizde çok az bilinen bir bitkidir. Avrupa’da et yemeklerinin yanına buharda pişirilerek garnitür olarak servis ediliyor. Sütten daha çok kalsiyum içerdiğini belirten uzmanlar kale bitkisinin demir yönünden de zengin olduğunun altını çiziyor. Kale Bitkisinin Faydaları • Kale reçinesi safra asidini tutarak besinlerin içindeki yağların emilimini azaltıyor. Böylece kolesterole karşı koruma sağlamasının yanında kilo artışına da engel oluyor • Oldukça düşük karbonhidrat içermektedir. iyi bir diyet yemeği olarak gösteriliyor. • Antioksidan bir bitkidir. kanı toksinlerden arındırır. • Koyu yeşil yapraklarından dolayı yoğun K vitamini içerir. • Kalp hızını ve kan basıncını kontrol ediyor. • Göz sağlığı için A vitamini içerir. • Vücudun detoksifikasyon sistemi için kapsamlı destek sağladığı kabul ediliyor. • Vücudun enfeksiyonlarla savaşmasına yardımcı olur. • Mesane, meme, kolon, yumurtalık ve prostat kanserine karşı koruma sağlar • Bakır, kalsiyum, sodyum, potasyum, demir, manganez ve fosfor gibi mineraller bakımından zengin olan bir bitkidir • Bitkinin içeriğinde bulunan indol denilen özel bileşik hücrelerin içinde bulunan DNA’nın onarımını sağlıyor, hücre ölümünü engelliyor.

Her Derde Deva; Aloe Vera

Aloe vera sarı sabır olarak ta anılan ve vitamin ve mineral açısından zengin bir bitkidir. A, B1, B2, B3, B6, C, E vitaminlerini içerir. Ayrıca B12 vitamini açısından da iyi bir kaynaktır. Aloe vera folik asit, kalsiyum, magnezyum, çinko, selenyum, demir,krom, sodyum, potasyum, manganez ve bakır minerallerini içeren bir bitkidir. Aleo Veranın Faydaları Kolesterolü dengeleyici etkisi olması da aloe vera faydaları arasındadır. Bağışıklık sistemini güçlendirici özelliği vardır. Astım rahatsızlığına iyi gelmesi faydaları arasındadır. Radyasyonun olumsuz etkilerini azaltır. Aloe vera sindirim sistemini rahatlatan bir bitkidir. Sindirim sistemini rahatlatmaya ve geliştirmeye yardımcı olur. Hazımsızlığı önlemesi de aloe vera faydaları arasındadır. Kan basıncını düzenler, kan basıncını arttırır. Kalp hastalığı riskini azaltmaya yardım eder. Safra yapımını arttırır. Kabızlık tedavisinde sarısabır toz haline getirilir,kaynatılıp balla tatlandırılarak içilir. Kabızlık sorununa çözüm sağlaması da faydaları arasındadır. Ağız ve burunda çıkan yaralar için de idealdir. Sıvı olarak içilirse kolay balgam çıkarmayı sağlar. Bu sayede nezle ve grip hastalarının iyileşmesine katkıda bulunur. Yine sıvı olarak içilirse zekanın gelişmesine yardım eder.

Gooseberry; Namı diğer Bektaşi Üzümü

Bektaşi üzümü; ingilizce Gooseberry olarak bilinir. Ülkemizde de yetişebilen bektaşi üzümünün anavatanı Hindistandır ve ” Amla ” meyvesi olarak ta bilinir. Yoğun miktarda C vitamini içeren bu bitki fazla bakım istemeyen ve çokça mahsul veren bir bitkidir. Amla meyvesi, taze iken yeneceği gibi meyvelerinden reçel, jöle ve komposto yapılabilir, tadı bildiğimiz üzümleri andırmaktadır ancak biraz ekşi olabilir. Sağlık açısından çok faydalı olan bu meyvele rhaziran ayında olgunlaşır. Bektaşi Üzümü Faydaları Nelerdir? Ayurveda tedavisinde kullanılan bektaşi üzümü; C vitamini yönünden çok zengindir öyle ki aynı miktardaki portakaldan 10 kat daha fazla C vitamini içerir. Kalsiyum, Fosfor, Demir, A-vitamini ve B kompleks vitaminlerini içerir. Yüksek antioksidan kapasitesine sahiptir ve kansere karşı koruma sağlayan meyveler arasındadır. Saç bakımı için Bektaşi üzümünün Faydaları: Amla meyvesi, saçların büyümesini ve saç rengini sağlayan pigment hücrelerinin zenginleşmesini sağlar. Yani, Amla meyvesi, saç beyazlaması durdurucu ve beyazları eski haline getirici etkisi vardır. Bektaşi üzümü yağı (Amla yağı) bu amaç için kullanılır ve Hindistan’da oldukça popüler bir yağdır.Taze meyvesini yemek ve saçlara bektaşi üzümü suyu sürmek oldukça fayda sağlamaktadır. Göz için Amlanın Faydaları : Bektaşi üzümü görme gücünü arttırır ve göz tansiyonuna, miyop ve katarakt gelişimini engelleyici özellikleri vardır. İçeriğinde A vitamini öncüsü olan karotenler ve yüksek antioksidan içeriği bektaşi üzümünü gözler için faydalı bir meyve yapmaktadır. Kemik sağlığı: Bektaşi üzümü, kalsiyum emilimini arttırarak vücudun kalsiyumdan daha fazla faydalanmasını sağlar ayrıca C vitamini içeriği kemik sağlığını korumaktadır. Protein mekanizmasına etki ederek; kas gelişimine, hücre büyümesine etki ederek yaşlılığa karşı koruma sağlar. Kadınlar için: Menstrüel kramplara,regl düzensizliklerine karşı çok  faydalıdır.

Ashwaganda; Kış Kirazı

Ashwaganda (kış kirazı) kökü yıllardır doğal tıp alanında sürekli kullanılan bir bitkidir. Bu kök Ayurvedik tıbbı’nda ginseng olarak, geleneksel Hindistan tıbbında adaptojen olarak kullanılır ve bu terim bitkileri tanımlamak amacıyla kullanılırdı. Bu kök aynı zamanda enerjiyi ve atletik yeterliliği,soğuk ve enfeksiyonlardan korunmak amacıyla bağışıklık sistemini ve cinsel dürtüleri arttırmaya da yarıyor. Bağışıklık Sistemini Güçlendirir Kış kirazının en ünlü özelliklerden bir tanesi enerji üretimiyken, bağışıklık sistemini güçlendirmesi de belki de bağışıklı sistemini güçlendirmesidir. Birçok araştırma gösteriyor ki bu kök kullanıldığında vücuttaki lökosit sayısı ve diğer bağışıklık sistemini etkileyen mineral ve yararlı bakteriler artış gösteriyor. Yatıştırıcıdır Ashwaganda ayrıca yoğun yatıştırıcı etkisi sayesinde sinir sisteminin merkezini uyarır ve hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda da kaslarda gevşeme bulgulanmıştır. Canlılığı Arttırır Yaygın olarak bu özelliği nedeniyle kullanılır, özellikle kronik bir rahatsızlığın ardından yahut yoğun bir acı döneminden (ameliyat sonrası, ani spazm sonrası vb.) sonrası kullanılır. Kan Şekerini Düzene Sokar Kış kirazı ayrıca vücudun şeker ihtiyacı sırasında kan şekerini ayarlayarak belirli dozajlar halinde vücuda aktarımını düzenler. Kanser Tedavisinde ve Korumasında Kullanılır Araştırmalar gösteriyot ki kiraz ağacı alternatif kanser tedavisive korumasında kullanılabilir. Ashwagandha sinir sisteminin ana merkezinde yer alan endokrin ve kalbe olumlu etkileri çok fazladır. Ayrıca vücudun kendi troid hormonlarını üretmesine yardımcı olan bitkilerden bir tanesidir.

Gingseng Kökü

Ginseng, ginseng bitkisinin köklerinden elde edilen oldukça popüler bir bitkisel ilaçtır. Tarihçilere göre ginseng bitkisi ilk olarak 5000 yıl önce, Kuzey Çin’in dağlık bölgelerinde keşfedildi. Ginsengin Faydaları • Ginseng kökleri stres, anksiyete, bulantı, kusma, baş ağrısı,hazımsızlık, ishal, akciğer sorunları, artrit, astım, Crohn hastalığı, tümörler, yorgunluk, şekerhastalığı, depresyon, diş ve diş eti hastalıkları gibi hastalıklara faydalıdır. • Mide sorunlarına faydalıdır. Bir yumuşatıcı ve bir uyarıcıolarak çalışır ve sindirim sisteminin sorunsuz ve verimli çalışmasını sağlar. • Ginseng kökleri afrodizyaktır. Cinsiyet ve doğurganlıkla ilgili problemlerin düzeltilmesi için çalışır. Üreme hormonlarının üretimini düzenler ve bu hormonları arttırır. • Kökler yorgunluk, sinirlilik ve travma gibi çeşitli stres faktörlerine karşı vücudun direncini artırır. • Menstruasyonu düzenlemek, doğum ağrılarını azaltmak için kullanılabilir. • Bağışıklık sistemini güçlendirir ve enfeksiyonlara karşı vücudu güçlendirir. • Ginseng hafızayı arttırarak öğrenme yeteneklerini geliştirebilir. • Ginseng kökleri karaciğer ve kalbin sorunsuz çalışmasını sağlayarak kan şekeri ve kolesterol seviyelerini düzenler. • Düzenli olarak tüketildiğinde kanser riskini azaltır. • Solunum sisteminin verimli çalışmasına yardımcı olur. • Ginseng kökleri tüm vücudu güçlendirir, canlandırır bu nedenle bir anti-aging maddesi olarak çalışır.

Sonbaharın Tatlısı; Nar

Sonbaharın tatlısı olan nar sofralarımızda yerini almaya başladı. Bir de soğun ve karanlık bir yere koyduğumuzda bir kış bozulmadan bizim onu tüketmemizi bekleyebilir. Bir çok faydası olan bu meyvenin en önemli özelliği tabiyki güçlü antioksidan içeriğidir. Vitamin ve Mineraller Bir nar günlük C vitamini ve K vitamini ihtiyacınızın yarısını, folik asit ihtiyacınızın ise dörtte birini karşılar. Narda bunun dışında kayda değer miktarda bulunan vitaminler B1, B2, B5, B6 ve az miktarda da niyasin yani B3 vitaminidir. Narın çoğunlukla çekirdeğinde bulunan mineraller günlü kpotasyum, fosfor, manganez ve bakır ihtiyacınızın % 10 ila 20’sini karşılayabilir. Ayrıca narda az da olsa çinko, magnezyum ve hatta demir ile kalsiyum vardır. Narda bu zengin besin değeri yanında asıl faydalarını sağlayan pek çok organik bileşik mevcuttur. Bunlarda nen önemli ikisi punikalajin ve punisik asittir. Punikalajin: Bilinen En Güçlü Antioksidanlardan biridir. Punikalajin, polifenoller cinsinden organik bir bileşiktir. Adını latince nar anlamına gelen punica sözcüğünden alır. Sadece nar meyvesinin kabuğunda ve taneleri saran zarlarda bulunur ve nar meyvesinin bu kısımlarına sarı renk veren maddedir. Punikalajin, bağırsaklarda kolayca emilebilmektedir ve en güçlü antioksidan maddelerden biri olduğu iddia edilmektedir. Nar suyunun yüksek antioksidan etkisinin punikalajin kaynaklı olduğu düşünülmektedir. Narın genelde yenmeyip atılan kısımlarında bulunan punikalajin, hazır satın alınan nar sularında bulunur çünkü hazır meyve suyu üretilirken nar kabuğuyla birlikte sıkılmaktadır. Bir araştırmaya göre evde sıkılan ve kabuk içermeyen nar suyu,yeşil çaydan iki kat daha güçlü antioksidan etkiye sahip iken; hazır alınan nar suyu, yeşil çaya göre üç kat güçlü anatioksidan etki göstermektedir. Punisik Asit: Yağ Yakan Yağ Punisik asit, sadece nar çekirdeklerinde bulunan bir yağasididir ve oranı değişmekle birlikte nardaki yağın yarısından çoğunu oluşturur. Bir narda yaklaşık 2 gram punisik asit olmasını bekleyebiliriz. Punisik asidin obeziteyi önleyici etkisi olabileceğini gösteren ciddi araştırmalar söz konusudur. Yağlı yemlerle beslenen fareler üzerinde yapılan bir deneyde punisik asit verilen hayvanlarda verilmeyenlere göre daha az yağlanma görülmüştür.Yüksek kolesterolü olan insanlar üzerindeki klinik bir çalışmada ise nar çekirdeği yağının kalp hastalığı riskini gösteren trigliserit düzeyini düşürdüğü saptanmıştır. Bu deneyler ayrıca punisik asidin yanlış beslenm esonucu ortaya çıkaran yüksek kan şekeri ve insülin direnci problemlerini azaltabileceğini göstermiştir. Punikalajin ve Punisik Asit, nardaki diğer faydalı maddelerle birlikte sağlığınıza bir sürü olumlu etkide bulunur. Kan Şekerini Kontrol Altına Alıyor Nar bolca şeker içeren bir meyve olsa da şeker hastalığına iyi gelme ihtimali var. Söz gelimi kısa süre önce şeker hastaları üzerinde yapılan bir araştırma, nar suyu içtikten sonra birkaç saat içinde açlık kan şekeri seviyesinin ve insülin direncinin azaldığını, beta hücrelerinin faaliyetinin ise arttığını ortaya çıkardı.3 Bunun dışında nar, nar çekirdeği yağı ve nar suyunun kan şekerinde uzun dönemli iyileşmeler de sağlayabileceği yönünde bulgular mevcut. Araştırma sonuçları, narın şeker hastalarında damar sertliği ve kalp rahatsızlığı oluşma ihtimallerini de azaltabileceği yönünde. Kolesterolü Azaltıyor, Kalbi Koruyor Narın kalp rahatsızlığı ihtimalini azaltmasının üç sebebi var: Nar; içerdiği antioksidanlar sayesinde damarlara zarar veren serbest radikalleri bertaraf ediyor, kolesterolü kanda taşıyarak damar çeperlerine biriktiren düşük yoğunluklu lipoproteinlerin miktarını azaltıyor ve damarları genişleterek rahatlatan nitrikasitin seviyesini yükseltiyor. Nar suyu bu yüzden kalbe e nfaydalı meyve suyu olarak adlandırılıyor. Sporcuların Dostu Nar, fiziki aktivite sırasında vücudun yorulmasını geciktirici etkiye sahiptir. Bilim adamları narın bu etkisi test etmek için 19 kişinin nar suyu içmeden ve içtikten sonra belli bir hızda koşmasını incelemişler. Sonuçta,nar suyu içtikten sonra damarların genişlediği ve koşucuların daha uzun süre yorulmadan aynı aynı hızda koşabildiği görülmüştür. Narın spor sonrası ortaya çıkan kas yorgunluğu ve ağrısını da azalttığı yönünde bazı araştırmalar vardır ama bu konudaki sonuçlar kesin değildir. Beyni Koruyor ve Güçlendiriyor Narda birçok anti-enflamatuar yani vücuttaki iltihapları gideren madde bulunur ve bunların en güçlüsü punikalajindir. Nar, bu özelliği sayesinde romatoid artrid hastalığının ilerlemesini yavaşlatabilmektedir.  Ancak iltihapları önlemesi özellikle beynin korunmasını sağlar. Alzheimer ve parkinson hastalıkların beyindeki mikrogliya adı verilen özel hücrelerin iltihaplanarak yok olması sonucu ortaya çıkıyor. Araştırmalarda nardaki punikalajin bu hücrelerin iltihaplanmasını ve söz konusu hastalıkların ilerlemesini yavaşlatıyor. Narın beyne faydaları hastalıklardan korumakla bitmiyor. Bilim adamları, hafıza zayıflığından şikayet eden ortayaşlı bir grup insana 4 hafta boyunca nar suyu içirmiş. Sonunda nar suyu içenlerin hafıza testlerinden kayda değer ölçüde yüksek sonuçlar aldıkları v ebeyin aktivitelerinin arttığı görülmüş. Beyninize değer veriyorsanız nar yemeyi veya suyunu içmeyi unutmayın. Diş ve Diş Etlerini Koruyor Nar güçlü antibakteriyel etkiye sahip bir meyve ve bu etkisin ağzınıza attığınız anda kendini göstermeye başlıyor. Nar suyu, nar özütü ve nar kabuğu üzerindeki araştırmalar, narın her bölümünün ağızdaki zararlı bakterileri öldürdüğünü ve bakteri plağını azalttığını ortaya koymuş. Ayrıca dokuları sıkılaştırıcı etkisi olan nar, diş etlerini güçlendirerek gevşek dişlerin kaybedilmesi ihtimalini azaltıyor. Nar, bağırsaklarda da zararlı bakterileri azaltırken faydalı bakterilerin çoğalmasına yardımcı oluyor. Anti-Kanser Bir Meyve Nar meyvesi ve nardan elde edilen ürünlerle yapılan pekçok deney, bu meyvenin ant-kanser özeliklerini ortaya koyuyor. Laboratuvar ortamında nar özütünün kolon, prostat, meme ve deri kanseri hücrelerinin çoğalmasını engellediği veya yavaşlattığı görülmüş. Hayvanlar ve insanlar üzerindeki çalışmalar, nar tüketmenin bu kanser çeşitlerinin vücuttaki ilerlemesini de yavaşlatabildiğini göstermiş. Nar kansere çaredir, demek için henüz erken olabilir ama narın sağlığa inanılmaz faydalı bir gıda olduğu belli.

Cranberry;Turna Yemişi

Cranberry; kırmızı ayı üzümü ve turna yemişi olarak da bilinir, çekirdeksiz, hafif ekşimsi tadı olan kızılcık benzeri bir meyvedir. Cranberry, kalsiyum, magnezyum, demir, manganez, fosfor, potasyum ve çinko mineralleri ile, C vitamini, K vitamini, B6 vitamini ve E vitaminlerinden oluşur. Protein, salisilik asit, flavonoidler, antosiyaninler ve triterpenoidler de cranberry’nin içinde bulunan diğer bileşiklerdir. Cranberry meyvesini yoğurda ve salatalara katabilir, keklere ekleyebilir, suyunu içebilir yahut yalın olarak tüketebilirsiniz. Kanseri önler “Planta Medica” tıp dergisinde haziran 1996 yılında yayımlanan çalışmada, cranberry yani turna yemişinin kanser önleyici bir bitk iolduğu tespit edilmiştir. Ayrıca “The Journal of Nutrition” tıp dergisinde turna yemişinde bulunan fitokimyasalların prostat, akciğer, meme, kolon ve diğer tümörlerin oluşumunu önlemeye yardımcı özellikte olduğu bildirilmiştir. Diş eti hastalıklarından korur The Journal of the American Dental Association (Amerikan Dişhekimleri Birliği Dergisi)’nde geçen yazıda, cranberry meyvesini nbakterilerin dişe yapışmasını önleyip kişiyi diş eti hastalıklarından koruduğu bildiriliyor. Ülseri önler Cranberry suyu zararlı bakterilerin mide duvarına yapışmasını önlemeye yardımcı olabilir. Cranberry suyunun bu özelliği proantosiyanidin ismindeki antioksidanı içermesinden kaynaklanır. “Nutrition” tıp dergisi 2008 sayısında cranberry suyunun, mide ülserinin temel nedeni ve mide kanseri için risk faktörü olan Helikobakter pilori (en öenmli mide ülseri etkeni) denilen bir bakterinin çoğalmasını engellediği bilgisi yer almıştır. Hdl (İyi kolesterol)’yi artırır American Chemical Society (Amerikan Kimya Derneği) tarafından 2003yılında yapılan pilot çalışmada, cranberry suyunun yüksek dansiteli lipoproteini yaniiyi kolestrolü artırıp kalp sağlığını korumaya yardımcı olduğu belirlenmiştir. İdrar yolu enfeksiyonunu engeller Maryland Üniversitesi Tıp Merkezine göre, cranberry, idrar yolu enfeksiyonundan kurtulmak için etkili bir bitkidir. “Üroloji Dergisi”Şubat 1998 sayısında yayınlanan bir çalışmada, cranberry suyunun, üriner sistemi idrar yolu enfeksiyonuna neden olan E. coli bakterisinden koruduğu bilgisi yer almıştır.”American Journal of Clinical Nutrition” (Amerikan Klinik BeslenmeDergisi)’nde kısa bir süre önce yayımlanan makalede günde 240 ml yani 1 su bardağı cranberry suyu içmenin kadınlarda idrar yolu iltihabı tekrarını %40 önlediği tespit edilmiştir. Bağışıklığı güçlendirir Cranberry, en iyi antioksidan olan C vitamini açısından zengin yapısıyla bağışıklığı güçlendirir, kişiyi hastalıklardan korur. Ayrıca cranberry’de bulunan fitokimyasallar bağışıklık sisteminin sağlıklı işleyişine yardımcı olurlar. Günde 1 su bardağı turna yemişi suyu içmeniz hastalanmanızı önleyecektir. Kemik sağlığını korur Cranberry, kemikleri, dişleri ve tırnakları güçlendirmeye yardımcı olan iyi bir kalsiyum kaynağıdır. Bu yemiş aynı zamanda osteoporoz gelişme riskini azaltır. Günde 1 su bardağı cranberry suyunu bu amaçla içebilirsiniz. Yaşlanmayı geciktirir Turna yemişi, C vitamini, B3 vitamini ve B5 vitamini gibi güçlü antioksidan içeriğiyle serbest radikallerle savaşır, yaşlanmayla mücadele eder.